Selam Dünyalı!
Yuvam Dünya, yani biz, iklim kriziyle mücadelede neslimizin hikayesini değiştirmek için yola çıkan ve toplumun her kesiminde dönüşüm başlatmayı amaçlayan bir derneğiz.
Bunu yaparken önce iklim kriziyle mücadelede kullanılan dilini ve iletişimini değiştiriyor, kültür değişimine öncülük ediyoruz.
Neslimize, dünyaya ve kaynaklarına saygılı yaşamı hatırlatıyoruz. Alışkanlıklarımızı değiştirmeye davet ediyoruz.
Krizlerle baş etme becerimizi arttırıp, yuvamızı iklim krizinin etkilerine karşı güçlendiriyoruz.
Yuvamız dünyaya sevgi ve saygıyla…
Şu anda gezegenimiz 120 yıl öncekinden 1,1 derece daha sıcak.
Hepimizin sıkça duyduğumuz bir şey var; Dünya'nın ortalama sıcaklığının endüstri öncesi dönemlere kıyasla 2°C artışla sınırlandırılması hayati. Bu eşik aşıldığı takdirde, tüm dünyada çevresel olarak yıkıcı etkilerle karşılaşma riskimiz maalesef yükselecek. İşte o zaman yiyecek ve su kıtlığını, birçok türün yok oluşunu, salgın hastalıkları ve kitlesel göçleri yaşamamız söz konusu olacak. Günümüze baktığımızda aşırı hava olaylarının sayısının 3 katına çıktığını görüyoruz. İklim krizinin sadece bir meteorolojik olgu olmadığı sonuçlarından da anlaşılıyor.
Tüm dünya iklim krizinin etkileri ile baş etmeye çalışırken, bu kriz her yerde aynı şekilde yaşanmıyor. Bazı bölgeler iklim değişikliğine karşı çok daha kırılgan. Ülkemiz de bu hassas bölgelerden biri olan Akdeniz Havzasında yer alıyor. İklim krizinin olumsuz etkileriyle mücadele etmek için, yalnızca karbon emisyonları azaltmak yetmiyor, aynı zamanda etkileriyle baş etme becerimiz üzerine de çalışmamız gerekiyor. Aslında, bu sorunla mücadele etmek için ihtiyacımız olan bilgiye ve çözümlere sahibiz. Önemli olan, çözümleri bir an önce uygulamaya geçirmek.
Son dönemde gençlerin geleceklerine sahip çıkmak adına harekete geçtiklerini görüyoruz. En güzeli de çıkardıkları sesin, tüm dünyada karşılık bulmaya başlaması. Yuvam Dünya’nın kuruluş hikayesi de aynı motivasyon ile daha iyi bir gelecek yaratma sorumluluğuna dayanıyor.
Neden "iklim krizi"?
İklim krizinin artık kapımızda olduğunu iyice hissediyoruz. Sadece bizde değil, daha önce bu farkındalığa sahip olmayan bölgelerde de tehlike çanları çalıyor. İnatla, “bunlar normal, eskiden de olurdu” demeye devam etmediğimiz müddetçe, çoğumuz yaşadığımız çevre ve iklimin “eskiden de böyle olmadığını” anlamaya başladık. Yayımlanan IPCC 6. Değerlendirme Raporu'nun ilk bölümü de bize bunu açıkça söylüyor: Artık hiçbir şey eskisi gibi değil ve bir daha da eskisi gibi olmayacak. Bizlere düşen de durumun daha da kötüleşmesini engelleyecek önlemler almak.
İklim krizinin daha kötüye gitmesini engellemek hepimizin görevi. Burada daha fazla tarihsel sorumluluğu olan gelişmiş ülkelerin daha kararlı biçimde rol almaları, problemin kötüleşmesinin önüne geçecektir. IPCC 6. Değerlendirme Raporu'nun gelecek yıl yayımlanacak olan ikinci bölümünde, bireylerin bu bağlamda katkısının önemli olduğuna vurgu yapılıyor. Bu nedenle “ama ben ne yapabilirim?” demeden, elimizden geleni yaparak sorunun değil çözümün bir parçası olmaya hepimizin gayret göstermesi gerekiyor.
Prof. Dr. Levent Kurnaz
Yuvam Dünya Bilim Kurulu Başkanı
Projelerimiz
Üye Olduğumuz Kuruluşlar

